Serebral paralizi, nonprogressif bir merkezi sinir sistemi lezyonu sonucu ortaya çıkan ve etkilenmiş olan beyin bölgesine göre değişen periferik bulgularla seyreden bir bozukluktur.
Motor, duyusal ve entelektüel işlevlerlerde değişiklikler mevcuttur. Serebral paralizideki üst ekstremite fonksiyonları, istemli hareketlerin kaybı, duyu bozuklukları, spastisite ve kuvvetsizlik gibi kas bozuklukları, eklem kontraktürleri ve eklem instabilitelerine bağlı olarak bozulmuştur.3 Bunlardan en sık görüleni kas spastisitesi olup, kasların dengesizlerine bağlı olarak etkilenen eklemlerde deformitelere yol açar. Buna bağlı olarak tipik üst ekstremite postürü omuzda içe rotasyon ve adduksiyon, dirsekte fleksiyon, ön kolda pronasyon, el bileğinde fleksiyon ve ulnar rotasyon, başparmakta adduksiyon ve fleksiyondur (avuç içi başparmak). Omuz ve dirsekteki deformiteler elin boşluktaki hereketlerini, el bileği ve parmaklardaki deformiteler ise kavrama ve bırakma işlevlerini güçleştirir.
Serebral paralizi tedavisinde kas gevşeticiler, BOTULİNYUM TOKSİNİ (BOTOX), ateller kullanılabilir.
Şekiller: Bileğini kaldıramayan, elini su içer gibi çeviremeyen ve başparmağını avuç dışına çıkaramayan olgumuzun; dirseğe (FCU kasına), önkol’a (PT kasına) ve ele (Add.Pollicis kasına) Botulinyum toksini uygulamasından sonra bu hareketleri rahatlıkla yaptığı görülüyor.
Serebral paralizi sadece motor bir bozukluk olmadığı için diğer eşlik eden bozukluklar değerlendirilmeli ve bunların yapılan cerrahi müdahalenin başarısını etkileyeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle bozukluğun yayılımı ve yaygınlığı, duyu bozuklukları, IQ seviyesi, kas kontraktürleri ve kuvvetinin ve atetoz, tremor, distoni preoperatif dönemde değerlendirilmelidir.
Doğru seçilmiş serebral paralizili hastalarda üst ekstremitede yapılacak restoratif cerrahi girişimlerin faydası olacaktır. Normal bir ekstremiteye ulaşılması mümkün olmamakla beraber, rekonstrüktif cerrahi uygulamalar, elin fonksiyonları, özellikle de gündelik hayatta gereksinim duyulanlar açısından hastalara büyük katkıda bulunmaktadır. Bunlara ek olarak hastaların kozmetik açıdan düzelmeleri de topluma katılmaları açısından büyük önem taşımaktadır. Yapılan ameliyatlar kadar, preoperatif değerlendirme, endikasyonlar, postoperatif izlem de büyük önem taşır. Ameliyat ettiğimiz hastalarda el ve koldaki dengesizliklerin onarımı sayesinde günlük faaliyetleri sırasında ellerini daha çok kullanmaları umut verici ve teşvik edici olmuştur.
Şekiller: Elini kullanamayacak düzeyde spastisitesi olan olgunun, ameliyat sonrası elini çevirebildiği, bileğini kaldırabildiği ve parmaklarını açarak kullanabildiği görülüyor.